22 Aralık 2010 Çarşamba

İnsan Manzaraları- Boşanalım Artık Rıfat


Kocamdan boşanmaya karar vermiştim. Ama onun haberi yoktu. Hala o umursamaz, ruhsuz tavrına devam ediyordu. Nasıl olsa ben hep vardım. Hayatının merkezindeydim aslında ama bir o kadar da dışında.

Efendim benim kocam ne etliye karışır, ne sütlüye. Bir şey sorsam ''Sen bilirsin, benim için farketmez.'' der çıkar. Hayatı baştan sona aynı. Akşam işten çıkar, on dakikada evde. Ne bir yere takılır, ne arkadaşı vardır. Doğruca eve gelir, üstünü değiştirip yandan çizgili eşofmanını giyer, ''Yemekte ne var karıcığım?'' diye sorar. ''Elinin körü var.'' derim çoğunlukla. Gülerek gazeteyi alır, okunmadık tek bir harf bile bırakmaz. Sonra uyuklayıp uyanır. Aklına üniversitede okuyan ikiz kızlarımız gelir.''Kızlarla konuştun mu?'' diye sorar. ''Evet'' derim. Düşünüyorum da çocuk yaparken bile kişiliğinden taviz vermemiş. Aynısından iki tane...

Yemek seçmez, her şeyi yer. En sevdiği yemek karnıyarık. Ayda bir mutlaka ister. Karnıyarık yaptığım gün diğerlerinden farklıdır. O gün işten geldiğinde kokusundan tanır. ''Vaay, bizim Füsun Sultan döktürmüş yine!'' der. Gazetesini daha hızlı okur, uyuklamadan yemeğe oturur. O gün yaşanan bu değişiklikten ben de heyecan duyarım genelde. Şirin görünür gözüme...

Yatağın sağında yatar, sabah mutlaka sağından kalkar. Gider, duş alır, giyinir, kahvaltıya oturmadan '' Füsun, günaydın karıcığım.'' der. Bir dilim peynir, üç zeytin, yarım domates yer, bir bardak çay içer. ''Geç kalmadan gideyim artık.''der, çıkıp gider.

İşte böyle... Her gün ama her gün aynı şeyler yaşanır bizim evde. İşte bu yüzden sıkılmış, hayatımda biraz renk istiyordum. Karnıyarık yaptığım günlerden bile daha renkli bir şeyler istiyordum. Değişmeyeceğini bildiğimden, boşamaya karar verdim. Ama nasıl söyleyeceğimi bilmiyordum , mektup yazmaya karar vermiştim. Önce evi bir toparlalayım dedim. Rıfat'ın yastığını düzeltirken altında bir mektup buldum. Bana yazmıştı :

''Sevgili karım, Füsunum. Bunları yüzüne söylemek isterdim ama yapamadım, yazmaya karar verdim...

Bilirsin seni çok severim. Hiçbir zaman da sevmekten vazgeçmeyeceğim. Ama sultanım bunaldım artık. Şurada önümde toplasan 30 sene var yok. O yüzden hayatımın geri kalanını daha iyi, daha renkli bir şekilde geçirmek istiyorum. Efsunum benim, senden boşanmaya karar verdim. Neden mi?

Yirmi senedir, her şey aynı, bana yaşattığın herşey aynı. Sabah kalkarsın, o aynı rengi bozuk sabahlık içinde, aynı şeyleri hazırlarsın kahvaltıda. Bir dilim peynir, üç zeytin, yarım domates, bir bardak çay. Hiç ses etmedim. İnsan bir yumurta kırar yahu! İşten gelirim, hiçbir yere uğramam, bir yerlere takılıyorsun diye laf etme diye. İçeri girerim aynı tavırlar, aynı sorulara aynı cevaplar, beni de kendine benzettin be kadın! Muhabbet olsun diye oradan buradan laf açarım ne bileyim kızları falan sorarım, gerisi gelmez. Bazen aklıma geliyor, doğururken bile tekdüzeymişsin, aynı çocuktan iki tane doğurdun. İnsan birini farklı doğurur bari!

Yemeklere gelince; karnıyarığı ne çok severim bilirsin. Ama ayda ancak bir kere yaparsın. Anla be Füsunum, anla artık, seviyorum işte yap şunu bari en azından haftada bir gün!



Her hareketini tahmin etmekten sıkıldım . Gezmek istemezsin, tozmak istemezsin, ne arkadaşın var ne dostun. Çok sıkıcısın Füsunum. Ha çok severim seni o ayrı. O efsunlu bakışına kurban olurum ama olmuyor hatunum.Baktım değişeceğin yok, düşündüm taşındım, senden boşanmaya karar verdim. Söyleyeceklerim bu kadar. Bir düşün taşın karar verelim, bu iş bitsin. Rıfat''



Mektubu okudum, artık haftada iki kez karnıyarık yapıyorum. Boşanmak ne kelime! İkinci baharımızı yaşıyoruz Rıfatım'la...

1 yorum:

  1. yemin ederim güzel bir hikayeydi:)) yemin etmesemde inanırdınız di mi???
    asortik'ten sevgiler

    YanıtlaSil